CİMER’e yapılan ’İnek ve tavuklar serbest dolaşıyor, salgın hastalık riski var’ şikayeti bölge sakinlerini şaşkına uğrattı

Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Kozanlı Mahallesi’nde, bir vatandaşın CİMER’e yaptığı ’İnek, tavuk ve kazlar serbest dolaşıyor, salgın hastalık riski var’ şikayeti bölge halkında büyük bir şaşkınlığa neden oldu. Mahalle sakinleri, bölgede büyük çaplı hayvancılık yapılmadığını, yalnızca birkaç kişinin kendi bahçesinde tavuk, inek veya koyun beslediğini, bunların da tamamen kapalı ve kontrollü alanlarda bakıldığını dile getirdi. […]

CİMER’e yapılan ’İnek ve tavuklar serbest dolaşıyor, salgın hastalık riski var’ şikayeti bölge sakinlerini şaşkına uğrattı

Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Kozanlı Mahallesi’nde, bir vatandaşın CİMER’e yaptığı ’İnek, tavuk ve kazlar serbest dolaşıyor, salgın hastalık riski var’ şikayeti bölge halkında büyük bir şaşkınlığa neden oldu. Mahalle sakinleri, bölgede büyük çaplı hayvancılık yapılmadığını, yalnızca birkaç kişinin kendi bahçesinde tavuk, inek veya koyun beslediğini, bunların da tamamen kapalı ve kontrollü alanlarda bakıldığını dile getirdi.

Manisa’nın büyükşehir statüsüne geçmesinin ardından köy statüsünden mahalleye dönüşen Kozanlı’da, vatandaşlar CİMER’e yapılan “inek, tavuk ve kazlar serbest dolaşıyor, salgın hastalık riski var” şikayetini şaşkınlıkla karşıladı. Mahallede büyük çaplı hayvancılık yapılmadığını belirten mahalle sakinleri, yalnızca birkaç kişinin kendi bahçesinde tavuk, inek veya koyun beslediğini, bunların da tamamen kapalı ve kontrollü alanlarda bakıldığını söyledi.

CİMER’e yapılan şikayetin gerçeği yansıtmadığını kaydeden mahalle sakinlerinden Mehmet Gül, “Burası benim kümesim. Tavuklar kapalı öbür tarafta, Ramazan Çalı diye bir arkadaşımız var onun tavukları da kapalı, açık değil. Kapalı alanda. Salık tavuk değil yani bunlar. Kapalı kümesinde bakılan hayvan. Köyümüzdeki yapılan şikayet bu gördüğün tavuktan, bu kuzudan. Kime zararı var? Burada biz köyde oturuyoruz. Olduğumuz yer köy. Yediğimiz yumurtayı çarşıdan mı getirelim? Yaptığımız 5 tane tavuk. Yapmayalım mı bunları? Biz kimseye bir zararımız yok. Kime bir zarar vermişiz, hangi hayvana zarar vermişiz. Ama adam burada köyde yaşıyorsa bir tane inek bakmış, iki tane tavuk bakmış, bir kurbanlık kuzu bakmış. Bunu da yapmayalım mı köylü olarak. Hepsini şehirden mi alalım? Hepsini şehirden alırsak şehirde kim üretecek ve getirecek?” dedi.

“Sonuçta bu tavuk”

Kozanlı Mahallesinin bir diğer sakini olan ve kendisi de tel örgü altında tavuk besleyen İlhami Yağcı isimli vatandaş, “Köyümüzü duyduğumuza göre şikayet etmişler. Gördüğünüz üzere tavuklarımız tel ile kapalı. Herhangi bir sıkıntımız yok. Yani bizim şikayet edecek insanlarımız var ya biz sesimizi çıkarmıyoruz. Kendi tavuklarımıza zarar verdiler. Hiçbir zaman kimseye bir şey dediğimiz yok. Sonuçta bu tavuk. Çıkabilir de telden de atlayabilir, girer. Bu şikayetler bir mantıksız geliyor. Yani tavuğun sesini de, ezanın sesini de duymak istemeyen olan yani Kozanlı’da durmayacak” diye konuştu.

“Bundan daha doğal bir şey olamaz”

Köyde tavukların olması kadar doğal bir şeyin olmayacağını kaydeden bir başka mahalle sakini olan İzzet Doyuran isimli vatandaş da, “Öyle büyük bir hayvancılık yok zaten köyümüzde. Sadece hobi olarak insanlar zevkine göre kimi tavuk yapıyor kimi köpek yapıyor. Öyle büyük bir hayvancılık zaten öyle bir şey yok. Potansiyel de yok zaten köyde. Yapacak kişi de yok. Doğal yaşamın tabii ki bazı külfetleri olacak. Yabani hayvanlar gibi. Mesela köyümüzde ceylanlar da var tilkiler de var. Onlar da iniyorlar buraya. Domuzlar da var. Yani bu kadar biraz hayvan kahrı çekilecek biraz kokusu olacak haliyle. Bundan doğal bir şey yok köyde. Kaldı ki Kozanlı bir orman köyü” ifadelerini kullandı.

“Burası köy yeri, şehir değil”

Büyükşehir yasası ile birlikte köylerinin mahalleye dönüştüğüne dikkat çeken köyün muhtar azası Hamza Kıymaz ise şunları söyledi:

“Şehirde yaşayıp burada evi olup da rahatsız olanlar var. Burası yaz tatili alanı gibi görünüyor. Burada denize sıfır bir alan yok. Burada biz turizmi kalkındırmıyoruz. Burada çiftçiye bir destek olsun, bir katkıda bulunulsun diye böyle bir aktivite yapıyor insanlarımız. Bence bunu hoş görmeliyiz. Herkesin hayatına anlayışla yaklaşmalıyız”

Exit mobile version